SORU: 92 Hür erkeklerden ilk Müslüman olan kimdir? Peygamber Efendimiz (s.a.v) onun hakkında ne demiştir?
CEVAP: 92 Hür erkeklerden ilk Müslüman olan Ebu Bekir es-Sıddık olmuştur. Hz. Ebu Bekir bir gün Peygamber Efendimiz ile karşılaştı ve" Ya Muhammed senin bizim ilahla- nmızı terk edip reddettiğin, inançlarımızı aşağıladığın, atalarımızı sapıklık ile suçladığın ve Kureyş hakkında söylediklerin doğrumu dur"? dediğinde Peygamberimiz (s.a.v)'de "Ben Hak Teâlâ'nın Peygamberiyim, beni insanları hakka çağırmak için gönderdi. Seni Allah'ın birliğine ve onun ortağı ve benzerinin olmadığına, ondan başkasına ibadet etmemeye, sadece ona itaat etmeye çağırıyorum"dedikten sonra ona Kur'an okudu ve bunun üzerine Hz. Ebu Bekir (r.a) Islâm'a girerek bütün putları reddetti ve Allah'a ortak koşulan her şeyden uzaklaştı ve İslâmî yegâne din olarak kabul etti. Peygamberimiz (s.a.s.) onun hakkında şöyle buyurur:" "Her kimi İslâm'a davet ettiy- sem, mutlaka biraz düşünüp tereddüt etti. Ancak Ebu Bekir, kendisine İslâmiyet'i anlattığım zaman ne bekledi ne de tereddüt etti."
CEVAP: 92 Hür erkeklerden ilk Müslüman olan Ebu Bekir es-Sıddık olmuştur. Hz. Ebu Bekir bir gün Peygamber Efendimiz ile karşılaştı ve" Ya Muhammed senin bizim ilahla- nmızı terk edip reddettiğin, inançlarımızı aşağıladığın, atalarımızı sapıklık ile suçladığın ve Kureyş hakkında söylediklerin doğrumu dur"? dediğinde Peygamberimiz (s.a.v)'de "Ben Hak Teâlâ'nın Peygamberiyim, beni insanları hakka çağırmak için gönderdi. Seni Allah'ın birliğine ve onun ortağı ve benzerinin olmadığına, ondan başkasına ibadet etmemeye, sadece ona itaat etmeye çağırıyorum"dedikten sonra ona Kur'an okudu ve bunun üzerine Hz. Ebu Bekir (r.a) Islâm'a girerek bütün putları reddetti ve Allah'a ortak koşulan her şeyden uzaklaştı ve İslâmî yegâne din olarak kabul etti. Peygamberimiz (s.a.s.) onun hakkında şöyle buyurur:" "Her kimi İslâm'a davet ettiy- sem, mutlaka biraz düşünüp tereddüt etti. Ancak Ebu Bekir, kendisine İslâmiyet'i anlattığım zaman ne bekledi ne de tereddüt etti."
SORU: 93 Peygamberimiz (s.a.v)'in arkadaşlarından, insanların seçkinlerini İslâm'a davet etmeyi kim üstlendi?
CEVAP: 93 Hz. Ebu Bekir (r.a) insanların, etrafında toplandığı, kavminin içinde sevilen saygı duyulan, yumuşak huylu birisiydi. Ayrıca insanların soyları hakkında geniş bilgiye sahip olan ahlâklı bir tacirdi. Nitekim kavminin içinde güvendiği kişileri İslâm'a davet etmiş ve elleriyle birçok samimî, vefakâr insanın Islâm dinini kabul etmesine vesile olmuştur. Böylece o insanlar bu davanın öncüleri olmuşlardır.
SORU: 94 İslâm'ın öncüleri kimlerdir?
CEVAP: 94 İslâm dininin öncüleri: Zübeyr Bin Avam, Osman Bin Affan, Talha Bin Ubeydullah, Saad Bin Ebi Vakkas, Abdurrahman Bin Avftır. (Allah hepsinden razı olsun)
CEVAP: 93 Hz. Ebu Bekir (r.a) insanların, etrafında toplandığı, kavminin içinde sevilen saygı duyulan, yumuşak huylu birisiydi. Ayrıca insanların soyları hakkında geniş bilgiye sahip olan ahlâklı bir tacirdi. Nitekim kavminin içinde güvendiği kişileri İslâm'a davet etmiş ve elleriyle birçok samimî, vefakâr insanın Islâm dinini kabul etmesine vesile olmuştur. Böylece o insanlar bu davanın öncüleri olmuşlardır.
SORU: 94 İslâm'ın öncüleri kimlerdir?
CEVAP: 94 İslâm dininin öncüleri: Zübeyr Bin Avam, Osman Bin Affan, Talha Bin Ubeydullah, Saad Bin Ebi Vakkas, Abdurrahman Bin Avftır. (Allah hepsinden razı olsun)
SORU: 95 Hz. Ebu Bekir (r.a) kavmi tarafından hangi işkencelere maruz kaldı?
CEVAP: 95 Hz. Ebu Bekir (r.a) Kabe'nin yanında İslâm dinine girdiğini ilan etti. Daha sonra insanları orda İslâm'a davet etmeye başladığı bir sırada Müşrikler vurmaya, ayaklan ile tekmelemeye başladılar. Vücudundan kanlar gelip, bayılana kadar onu dövdüler. Kavmi olan (Temim oğulları) kendisini müdafaa etmek için gelip onu evine taşıdıklarında, nerdeyse ölmek üzereydi. Oysa o kendisinin bütün ağrı sızılarını, yaralarını unutarak aldırmamış ve bu derin baygınlığından ayılır ayılmaz ilk sorduğu şey, Rasûlullah (s.a.v)'in iyi olup olmadığıdır.
CEVAP: 95 Hz. Ebu Bekir (r.a) Kabe'nin yanında İslâm dinine girdiğini ilan etti. Daha sonra insanları orda İslâm'a davet etmeye başladığı bir sırada Müşrikler vurmaya, ayaklan ile tekmelemeye başladılar. Vücudundan kanlar gelip, bayılana kadar onu dövdüler. Kavmi olan (Temim oğulları) kendisini müdafaa etmek için gelip onu evine taşıdıklarında, nerdeyse ölmek üzereydi. Oysa o kendisinin bütün ağrı sızılarını, yaralarını unutarak aldırmamış ve bu derin baygınlığından ayılır ayılmaz ilk sorduğu şey, Rasûlullah (s.a.v)'in iyi olup olmadığıdır.
SORU: 96 Müşrikler Müslümanların zayıflarına nasil işkenceler yaptılar? Müslüman!ardan, dininden geri dönen oldu mu?
CEVAP: 96 Müşriklerin liderlerinden ve ileri gelenlerinden bazılan, kendi kölelerinden İslâm'a girenleri öğrenmiş,onlara düşmanlık etmeye, hapis cezası vermeye aynı zamanda işkence ve birçok acılar tattırarak, onları girdikleri bu yeni dinlerinden çevirmek için olanca gayreti gösterdiler. Ancak o zayıf müslümanlar her şeye sabretmişler ve diğer kardeşlerini de sabretmeye davet etmişlerdi. Her şeye rağmen hiç kimse dininden geri dönmemiştir.Şüphesiz onlardan bir tanesi de Bilal el Habeşi'dir (r.a). Bunun yanında müşriklerin önde gelenlerinden saygı değer bazı kişiler de yüce İslâm ile şereflenmiş ve Peygamberimize tabii olmuşlardı. Nitekim bunların başlarına gelenler de zayıf Müslümanların başlarına gelenlerden farklı olmamıştır, ambargoya tabii tutulmuşlar,işkencelere maruz kalmışlar ve öldürülmekle tehdit edilmişlerdir. Bütün bu işkenceler ve zorlamalar, bu güzide insanların hiçbirini dininden geri döndürememiştir. İslâm'ın ilk devirlerinde işkence gören bu müminler arasında: Musab Bin Umeyr, Halid Bin Said Bin As, El Velid Bin El Muğıradır. (Allah hepsinden razı olsun
CEVAP: 96 Müşriklerin liderlerinden ve ileri gelenlerinden bazılan, kendi kölelerinden İslâm'a girenleri öğrenmiş,onlara düşmanlık etmeye, hapis cezası vermeye aynı zamanda işkence ve birçok acılar tattırarak, onları girdikleri bu yeni dinlerinden çevirmek için olanca gayreti gösterdiler. Ancak o zayıf müslümanlar her şeye sabretmişler ve diğer kardeşlerini de sabretmeye davet etmişlerdi. Her şeye rağmen hiç kimse dininden geri dönmemiştir.Şüphesiz onlardan bir tanesi de Bilal el Habeşi'dir (r.a). Bunun yanında müşriklerin önde gelenlerinden saygı değer bazı kişiler de yüce İslâm ile şereflenmiş ve Peygamberimize tabii olmuşlardı. Nitekim bunların başlarına gelenler de zayıf Müslümanların başlarına gelenlerden farklı olmamıştır, ambargoya tabii tutulmuşlar,işkencelere maruz kalmışlar ve öldürülmekle tehdit edilmişlerdir. Bütün bu işkenceler ve zorlamalar, bu güzide insanların hiçbirini dininden geri döndürememiştir. İslâm'ın ilk devirlerinde işkence gören bu müminler arasında: Musab Bin Umeyr, Halid Bin Said Bin As, El Velid Bin El Muğıradır. (Allah hepsinden razı olsun
SORU: 97 İslâm'da ilk iki şehit kimdir? Oğulları Ammar (r.a) kendisine yapılan işkenceler karşısında (r.a) ne yapmıştır?
CEVAP: 97 Yasir Elanesi (r.a) Mahzum oğulları Kabilesinin müttefiki idi. Efendisi onu kendi cariyesi olan Habat kızı Sümeyye (r.a) ile evlendirmiş ve bu evlilikten de Ammar (r.a) dünyaya gelmiştir. Bu değerli aile, İslâm'ın ilk yayılmaya ve Peygamberimizin ismi ilk duyulmaya başladığı dönemlerde hep birlikte İslâm'a girmişlerdir. Bunu duyan kavimleri kendilerine türlü işkencelerde bulunmuş, yakıcı sıcağın altında tahta direklere bağlanmışlardır... Oysa bunların hiç biri onları dinlerinden döndürememiştir. Bir keresinde Peygamber Efendimiz bu yüce insanlar işkence görürlerken yanlarından geçmiş ve onlara; Sabredin "Ey Yasir Ailesi" muhakkak ki sizin varacağınız yer Cennettir diye müjdelemiştir. Bu işkenceler neticesinde Yasir (r.a) asıldığı tahta üzerinde Sümeyye (r.a) ise Ebu Cehil'in, edep yerine bir mızrak saplamasıyla şehit olmuştur. Oğulları olan Ammar (r.a) ise, Peygamber Efendimize hakaret etmesi için kendisine işkence edilmiş sonrasında bu işkencelere dayanamayıp istemeyerek ve kalbi imanla dolu olduğu halde Peygamber Efendimiz (s.a.v) aleyhinde konuşmuş ve sonrasında üzgün, bitkin ve pişman bir vaziyette Rasûlullah'ın yanına gelerek başından geçenleri anlatmıştır. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v) ise ona;"onlar sana işkence yaparlarken kalbinin durumu nasıldı "diye sormuş, o ise, "imanla dolu olduğu halde senin için bazı sözler söyledim" demiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) ona cevaben "eğer sana aynı şeyleri yaparlarsa o söylediğin aynı şeyleri tekrar söyle" demiştir. İşte bu sebeple şu ayetler nazil olmuştur: "İman ettikten sonra kâfir olanlar, Allah'ın gazabına uğrarlar, onun için büyük bir azap vardır. Yalnız bu hüküm, kalpleri kesin bir imanın hazzı ile donanmış olduğu halde baskı altında kalanlar için değil, fakat gönüllerinin kapısını inkarcılığa açanlar için geçer- lidir" (Nahl, 106) Bu şekilde Hazreti Ammar ve Sümeyye (r.a ) İslâm'ın ilk şehitleri olmuşlardır.
CEVAP: 97 Yasir Elanesi (r.a) Mahzum oğulları Kabilesinin müttefiki idi. Efendisi onu kendi cariyesi olan Habat kızı Sümeyye (r.a) ile evlendirmiş ve bu evlilikten de Ammar (r.a) dünyaya gelmiştir. Bu değerli aile, İslâm'ın ilk yayılmaya ve Peygamberimizin ismi ilk duyulmaya başladığı dönemlerde hep birlikte İslâm'a girmişlerdir. Bunu duyan kavimleri kendilerine türlü işkencelerde bulunmuş, yakıcı sıcağın altında tahta direklere bağlanmışlardır... Oysa bunların hiç biri onları dinlerinden döndürememiştir. Bir keresinde Peygamber Efendimiz bu yüce insanlar işkence görürlerken yanlarından geçmiş ve onlara; Sabredin "Ey Yasir Ailesi" muhakkak ki sizin varacağınız yer Cennettir diye müjdelemiştir. Bu işkenceler neticesinde Yasir (r.a) asıldığı tahta üzerinde Sümeyye (r.a) ise Ebu Cehil'in, edep yerine bir mızrak saplamasıyla şehit olmuştur. Oğulları olan Ammar (r.a) ise, Peygamber Efendimize hakaret etmesi için kendisine işkence edilmiş sonrasında bu işkencelere dayanamayıp istemeyerek ve kalbi imanla dolu olduğu halde Peygamber Efendimiz (s.a.v) aleyhinde konuşmuş ve sonrasında üzgün, bitkin ve pişman bir vaziyette Rasûlullah'ın yanına gelerek başından geçenleri anlatmıştır. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.v) ise ona;"onlar sana işkence yaparlarken kalbinin durumu nasıldı "diye sormuş, o ise, "imanla dolu olduğu halde senin için bazı sözler söyledim" demiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) ona cevaben "eğer sana aynı şeyleri yaparlarsa o söylediğin aynı şeyleri tekrar söyle" demiştir. İşte bu sebeple şu ayetler nazil olmuştur: "İman ettikten sonra kâfir olanlar, Allah'ın gazabına uğrarlar, onun için büyük bir azap vardır. Yalnız bu hüküm, kalpleri kesin bir imanın hazzı ile donanmış olduğu halde baskı altında kalanlar için değil, fakat gönüllerinin kapısını inkarcılığa açanlar için geçer- lidir" (Nahl, 106) Bu şekilde Hazreti Ammar ve Sümeyye (r.a ) İslâm'ın ilk şehitleri olmuşlardır.
SORU: 98 Allah'tı Teâlânın Peygamber Efendimiz (s.a.v)'e "en yakınlarından başlayarak Allah'ın azabıyla insanların hepsini korkut" emri bildirilince Peygamber Efendimiz (s.a.v) bu emir karşısında ne yaptı? Amcası Ebu Talib'in buna tepkisi nasıldı?
CEVAP: 98 Allah'u Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Önce en yakın hısımlarını uyar. Sana uyan müminleri kanatlarının altına al. Sana başkaldırırlarsa: 'Taptıklarınızdan uzağım" de. Ey Muhammed Senin kalkıp namaz kılanlar arasında bulunduğunu gören, güçlü ve merhametli olan Allah'a güven. Doğrusu O işitir ve bilir." (Şuarâ, 214-220) Cenâb-ı Allah, "Önce en yakın akrabanı uyar...mealindeki ayet-i kerimeyi indirdiği zaman, Peygamber (s.a.v), Safa tepesinin yanına geldi.Tepeye çıkıp halka: "İmdat!... İmdat!" diye seslendi. Bunun üzerine insanların kimi bizzat kendi gelerek, kimi de elçilerini göndererek orada toplandılar. Rasûlullah (s.a.v) onlara şöyle hitap etti; "Ey Abdülmuttalib oğulları! Ey Fihr oğulları! Ey Ka'b oğulları! Şu tepenin arkasında size saldırmak üzere beklemekte olan atlıların bulunduğunu söylersem bana inanır mısınız?" Onlar, evet, deyince şöyle buyurdu: "Öyleyse, şiddetli bir azap ile karşı karşıya olduğunuzu söyleyerek sizi uyarıyorum!"Orada bulunan Ebu Leheb de: "Yok olası adam. Günümüzü zehir ettin. Bizi bunun için mi buraya çağırdın?" demiştir,
CEVAP: 98 Allah'u Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Önce en yakın hısımlarını uyar. Sana uyan müminleri kanatlarının altına al. Sana başkaldırırlarsa: 'Taptıklarınızdan uzağım" de. Ey Muhammed Senin kalkıp namaz kılanlar arasında bulunduğunu gören, güçlü ve merhametli olan Allah'a güven. Doğrusu O işitir ve bilir." (Şuarâ, 214-220) Cenâb-ı Allah, "Önce en yakın akrabanı uyar...mealindeki ayet-i kerimeyi indirdiği zaman, Peygamber (s.a.v), Safa tepesinin yanına geldi.Tepeye çıkıp halka: "İmdat!... İmdat!" diye seslendi. Bunun üzerine insanların kimi bizzat kendi gelerek, kimi de elçilerini göndererek orada toplandılar. Rasûlullah (s.a.v) onlara şöyle hitap etti; "Ey Abdülmuttalib oğulları! Ey Fihr oğulları! Ey Ka'b oğulları! Şu tepenin arkasında size saldırmak üzere beklemekte olan atlıların bulunduğunu söylersem bana inanır mısınız?" Onlar, evet, deyince şöyle buyurdu: "Öyleyse, şiddetli bir azap ile karşı karşıya olduğunuzu söyleyerek sizi uyarıyorum!"Orada bulunan Ebu Leheb de: "Yok olası adam. Günümüzü zehir ettin. Bizi bunun için mi buraya çağırdın?" demiştir,
SORU: 99 Allah Teâlâ'nın, Ebu Leheb ve karısını tehdit ettiği Sureyi söyleyiniz? Ebu Leheb'in karısının ismi nedir?
CEVAP: 99 Allah'u Teâlâ Ebu Leheb ve karısı hakkında şu sureyi indirdi. "Ebu Leheb'in iki eli kurusun, kurudu da!, Malı ve kazandığı kendisine fayda vermedi, Alevli ateşte yanacaktır, Karısı da odun hamalı olarak, Boynunda sağlam hurma lifinden örülmüş bir ip bulunacaktır." (Tebbet 1-5)
Ebu Leheb, Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in amcasıdır. İsmi ise Abdul Uzza Bin Abdulmuttalibdir. Ebu Leheb lakabı ile anılmasının sebebi ise gözünde bulunan kırmızılık nedeniyledir. Karısı ise Ebu Şüfyanın kız kardeşi Erva Bint Harb Bin Ümeyyedir, kendisi Ümmü Cemil ismiyle de bilinir.
CEVAP: 99 Allah'u Teâlâ Ebu Leheb ve karısı hakkında şu sureyi indirdi. "Ebu Leheb'in iki eli kurusun, kurudu da!, Malı ve kazandığı kendisine fayda vermedi, Alevli ateşte yanacaktır, Karısı da odun hamalı olarak, Boynunda sağlam hurma lifinden örülmüş bir ip bulunacaktır." (Tebbet 1-5)
Ebu Leheb, Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in amcasıdır. İsmi ise Abdul Uzza Bin Abdulmuttalibdir. Ebu Leheb lakabı ile anılmasının sebebi ise gözünde bulunan kırmızılık nedeniyledir. Karısı ise Ebu Şüfyanın kız kardeşi Erva Bint Harb Bin Ümeyyedir, kendisi Ümmü Cemil ismiyle de bilinir.
SORU: 100 Peygamber Efendimizin (s.a.v) amcası Ebu Talip İslâm'a girmiş midir? Peygamber Efendimiz (s.a.v)'e karşı tutumu nasıl olmuştur?
CEVAP: 100 Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in amcası Ebu Talip, kardeşinin oğlunu çok sevmesine, himaye etmesine ve her zaman yanında olmasına rağmen kavminin içindeki makamından ve konumundan dolayı Islâm dinine girmemiş hayatı boyunca kavminin cahiliye dini üzere kalmış ve kavminin dini üzere ölmüştür.
CEVAP: 100 Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in amcası Ebu Talip, kardeşinin oğlunu çok sevmesine, himaye etmesine ve her zaman yanında olmasına rağmen kavminin içindeki makamından ve konumundan dolayı Islâm dinine girmemiş hayatı boyunca kavminin cahiliye dini üzere kalmış ve kavminin dini üzere ölmüştür.
SORU: 101 Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in amcası, Hz. Hamza (r.a) nasıl müslüman olmuştur?
CEVAP: 101 Hz. Hamza'nın (r.a) müslüman olma sebebi ise; Ebu Cehil, safa tepesinden oturmakta olan Peygamber Efendimiz (s.a.v) ile karşılaştı ve ona kötü sözler söyledi. Hakaret edip eziyet etti ve dinini aşağıladı. Hz. Hamza (r.a) kendisine bu haberin verilmesi üzerine yeğeninin hakarete uğramasına dayanamayarak hemen Kabe'nin yanında kalabalık bir topluluk içerisinde oturan Ebu Cehil'e çattı ve kafasını yayı ile vurup kötü bir şekilde kanatıp yardı. Ebu Cehil'in uğradığı bu saldırı karşısında adamları Hamza'ya karşılık vermek istediler ve şöyle dediler" Ey Hamza (r.a) senin dinini değiştirdiğini görüyoruz", 0 da şöyle cevap verdi; "Şayet ben görmekteyim ki bu din haktır, vallahi Hz. Muhammed (s.a.v)'in dedikleri doğrudur bu konuda da kimse beni engelleyemez zira ben bu inancımdan da asla dönmem .. .Eğer gücünüz yeterse karşıma çıkın" diye bağırmıştı!! Daha sonra Ebu Cehil çevresindekilere: "Ebu İmare'yi (Hz. Hamza) bırakın öyle ki ben onun kardeşine çok kötü sözler söyledim. Bu olaydan sonra Hz. Hamza'nın (r.a) İslâm'a girmesiyle Müslümanların kuvvetlendiğini ve izzete kavuştuklarını gören Kureyşliler artık yapmış oldukları eziyet ve hakaretleri azaltmışlardı.
CEVAP: 101 Hz. Hamza'nın (r.a) müslüman olma sebebi ise; Ebu Cehil, safa tepesinden oturmakta olan Peygamber Efendimiz (s.a.v) ile karşılaştı ve ona kötü sözler söyledi. Hakaret edip eziyet etti ve dinini aşağıladı. Hz. Hamza (r.a) kendisine bu haberin verilmesi üzerine yeğeninin hakarete uğramasına dayanamayarak hemen Kabe'nin yanında kalabalık bir topluluk içerisinde oturan Ebu Cehil'e çattı ve kafasını yayı ile vurup kötü bir şekilde kanatıp yardı. Ebu Cehil'in uğradığı bu saldırı karşısında adamları Hamza'ya karşılık vermek istediler ve şöyle dediler" Ey Hamza (r.a) senin dinini değiştirdiğini görüyoruz", 0 da şöyle cevap verdi; "Şayet ben görmekteyim ki bu din haktır, vallahi Hz. Muhammed (s.a.v)'in dedikleri doğrudur bu konuda da kimse beni engelleyemez zira ben bu inancımdan da asla dönmem .. .Eğer gücünüz yeterse karşıma çıkın" diye bağırmıştı!! Daha sonra Ebu Cehil çevresindekilere: "Ebu İmare'yi (Hz. Hamza) bırakın öyle ki ben onun kardeşine çok kötü sözler söyledim. Bu olaydan sonra Hz. Hamza'nın (r.a) İslâm'a girmesiyle Müslümanların kuvvetlendiğini ve izzete kavuştuklarını gören Kureyşliler artık yapmış oldukları eziyet ve hakaretleri azaltmışlardı.
SORU: 102 Kabenin yanında Peygamber Efendimiz (s.a.v) namaz kılarken kendisine eziyet edildi mi? Peygamber Efendimiz (s.a.v)'i kim müdafaa etti ve ne dedi?
CEVAP: 102 Peygamber Efendimiz (s.a.v) Kabe'nin yanında birçok kez eziyete maruz kalmıştır. Bunların en şiddetlisi, bir ara Rasûlullah (s.a.v), Kabe'de Hatim kısmında namaz kılmakta iken Ukbe bin Ebi Muayt gelip elbisesinin eteğini boynuna doladı ve boğacak derecede sıktı. Ebu Bekir de gelip Ukbe'nin omzundan tutarak Rasûlullah'ın yanından uzaklaştırdı ve şu ayeti okudu: "Rabbim Allah'tır diyen bir adamı mı öldüreceksiniz? Oysa size Rabbinizden belgeler gelmiştir." (Mümin, 28)
CEVAP: 102 Peygamber Efendimiz (s.a.v) Kabe'nin yanında birçok kez eziyete maruz kalmıştır. Bunların en şiddetlisi, bir ara Rasûlullah (s.a.v), Kabe'de Hatim kısmında namaz kılmakta iken Ukbe bin Ebi Muayt gelip elbisesinin eteğini boynuna doladı ve boğacak derecede sıktı. Ebu Bekir de gelip Ukbe'nin omzundan tutarak Rasûlullah'ın yanından uzaklaştırdı ve şu ayeti okudu: "Rabbim Allah'tır diyen bir adamı mı öldüreceksiniz? Oysa size Rabbinizden belgeler gelmiştir." (Mümin, 28)
SORU: 103 Kureyş müşrikleri Peygamber Efendimiz (s.a.v)'i, davasından vazgeçirmek için herhangi bir girişimde bulundular mı? Amcası Ebu Talip ten ne istediler?
CEVAP: 103 Kureyş müşriklerinin önde gelenleri bir araya gelip Ebu Talib'in yanına geldiler. Kardeşinin oğlunu koruyup gözettiğinden dolayı, onu, kınadılar ve daha sonra kendisine birçok teklifte bulunarak şöyle dediler: "Eğer yeğenin başımıza başkan olmak istiyorsa onu başkan yapalım, eğer evlenmek istiyorsa onu kabilemizin en güzel kızlarıyla evlendirelim, eğer para istiyorsa ona istediği kadar para verelim, eğer kendisine bir cin musallat olmuşsa tabipler ve kâhinler getirtip onu tedavi ettirelim." Yeter ki bu davasından vazgeçip, ilahlarımıza hakaret etmekten ve inançlarımızı aşağılamaktan vazgeçsin dediler. Bunun üzerine Ebu Talib adam gönderip yeğenini yanma çağırttı ve ona Kureyş'in kendisine sunduğu teklifleri ileterek şöyle dedi; "Ey yeğenim! Bana ve kendine acı benim ve senin kaldıramayacağımız yükü bana yükleme! Artık kavminin hoşlanmadıkları şeyleri onlara söylemeyi bırak" dedi.
CEVAP: 103 Kureyş müşriklerinin önde gelenleri bir araya gelip Ebu Talib'in yanına geldiler. Kardeşinin oğlunu koruyup gözettiğinden dolayı, onu, kınadılar ve daha sonra kendisine birçok teklifte bulunarak şöyle dediler: "Eğer yeğenin başımıza başkan olmak istiyorsa onu başkan yapalım, eğer evlenmek istiyorsa onu kabilemizin en güzel kızlarıyla evlendirelim, eğer para istiyorsa ona istediği kadar para verelim, eğer kendisine bir cin musallat olmuşsa tabipler ve kâhinler getirtip onu tedavi ettirelim." Yeter ki bu davasından vazgeçip, ilahlarımıza hakaret etmekten ve inançlarımızı aşağılamaktan vazgeçsin dediler. Bunun üzerine Ebu Talib adam gönderip yeğenini yanma çağırttı ve ona Kureyş'in kendisine sunduğu teklifleri ileterek şöyle dedi; "Ey yeğenim! Bana ve kendine acı benim ve senin kaldıramayacağımız yükü bana yükleme! Artık kavminin hoşlanmadıkları şeyleri onlara söylemeyi bırak" dedi.
SORU: 104 Peygamber Efendimiz (s.a.v) onlara nasıl cevap verdi?
CEVAP: 104 Peygamber Efendimiz (s.a.v) amcasının kendisini tek başına bırakacağını, müşriklere teslim edip artık ona destekçi olmayacağını zannedip şöyle cevap verdi;" vallahi ey amca! Benim bu davamdan vazgeçmem için "Şayet sağ elime güneşi sol elime de ayı, verseler Allah'ın dinini zafere ulaştırmadıkça veya ben bu yolda harap olmadıkça bırakmam" dedi. Daha sonra sırtını döndü ve gözyaşları dökerek ağladı... Bunun üzerine Amcası Ebu Talip Yeğeninin bu durumuna çok acıdı ve onu çağırarak şöyle dedi; "Ey yeğenim git ve istediğini yap. Allah'a and olsun ki, seni hiçbir konuda yüz üstü bırakmayacağım..." Ayrıca bu konu ile ilgili olarak, Ebu Talib'e şu mısralar nispet edilir; "Tanrıya and olsun ki tümü sana zarar veremez, gerekirse senin için toprağı kendime yastık edinirim git istediğini yap çünkü, seni aşağılayamazlar. Müjdeler olsun ki.... Gözlerin aydınlık olacak."
CEVAP: 104 Peygamber Efendimiz (s.a.v) amcasının kendisini tek başına bırakacağını, müşriklere teslim edip artık ona destekçi olmayacağını zannedip şöyle cevap verdi;" vallahi ey amca! Benim bu davamdan vazgeçmem için "Şayet sağ elime güneşi sol elime de ayı, verseler Allah'ın dinini zafere ulaştırmadıkça veya ben bu yolda harap olmadıkça bırakmam" dedi. Daha sonra sırtını döndü ve gözyaşları dökerek ağladı... Bunun üzerine Amcası Ebu Talip Yeğeninin bu durumuna çok acıdı ve onu çağırarak şöyle dedi; "Ey yeğenim git ve istediğini yap. Allah'a and olsun ki, seni hiçbir konuda yüz üstü bırakmayacağım..." Ayrıca bu konu ile ilgili olarak, Ebu Talib'e şu mısralar nispet edilir; "Tanrıya and olsun ki tümü sana zarar veremez, gerekirse senin için toprağı kendime yastık edinirim git istediğini yap çünkü, seni aşağılayamazlar. Müjdeler olsun ki.... Gözlerin aydınlık olacak."
SORU: 105 Müşriklerin İslâm dinine yeni giren zayıf Müslümanlara karşı işkenceleri nasıl arttı? Peygamber Efendimiz (s.a.v) onlardan ne istedi?
CEVAP: 105 Müşriklerin işkenceleri, Peygamber Efendimiz (s.a.v) dışında bütün İslâm’a yeni girenlere karşı gün geçtikçe kat kat artıyordu. Her gün şiddetlenerek her çeşit düşmanlıkta bulunuyorlardı. Bunun üzerine bir gün sahabeler, Peygamber Efendimizin (s.a.v) yanına gelerek karşılaşmış oldukları eziyet ve işkenceleri ona anlatarak sabırlarının azaldığını ve bütün bunlara karşı tahammüllerinin kalmadığını bildirince, Peygamber Efendimiz (s.a.v) onlara ;"Eğer Habeşistan’a giderseniz, orada hiç kimseye haksızlık ve adaletsizlik yapmayan bir Kral bulacaksınız. Ayrıca orada dine sımsıkı bağlı bir yaşam vardır. Allah size bu çektiklerinizden bir kurtuluş yolu gösterene dek orada kalın."dedi.
CEVAP: 105 Müşriklerin işkenceleri, Peygamber Efendimiz (s.a.v) dışında bütün İslâm’a yeni girenlere karşı gün geçtikçe kat kat artıyordu. Her gün şiddetlenerek her çeşit düşmanlıkta bulunuyorlardı. Bunun üzerine bir gün sahabeler, Peygamber Efendimizin (s.a.v) yanına gelerek karşılaşmış oldukları eziyet ve işkenceleri ona anlatarak sabırlarının azaldığını ve bütün bunlara karşı tahammüllerinin kalmadığını bildirince, Peygamber Efendimiz (s.a.v) onlara ;"Eğer Habeşistan’a giderseniz, orada hiç kimseye haksızlık ve adaletsizlik yapmayan bir Kral bulacaksınız. Ayrıca orada dine sımsıkı bağlı bir yaşam vardır. Allah size bu çektiklerinizden bir kurtuluş yolu gösterene dek orada kalın."dedi.
SORU: 106 Müslümanlar Habeşistan'a nübüvvetin (Hz. Muhammed (s.a.v) peygamber olarak gönderildiği) kaçıncı yılında Hicret ettiler ve sayıları kaçtı?
CEVAP: 106 Nübüvvetin beşinci yılında, Recep ayında Müslümanlar kadınlı, erkekli, Habeşistan'a hicret etmek için hazırlanarak deniz kıyısında bulunan Cidde şehrine gittiler. Daha sonra bir gemi kiralayarak Habeşistan'a Hicret ettiler. Hicret eden Müslümanların sayısı ise seksenin üzerindeydi.
CEVAP: 106 Nübüvvetin beşinci yılında, Recep ayında Müslümanlar kadınlı, erkekli, Habeşistan'a hicret etmek için hazırlanarak deniz kıyısında bulunan Cidde şehrine gittiler. Daha sonra bir gemi kiralayarak Habeşistan'a Hicret ettiler. Hicret eden Müslümanların sayısı ise seksenin üzerindeydi.
SORU: 107 Habeşistan'a hicret eden Müslümanların en meşhurları kimlerdir?
CEVAP: 107 Osman Bin Affan ve karısı, Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in kızı Rukıyye, Ebu Huzeyfe Bin Ugbe ve karısı Süheyl kızı Süheyle, Zübeyr Bin Avvam, Musab Bin Umeyr, Abdurrahman Bin Avf, Ebu Seleme Bin Abdul Esed ve karısı Ebu Ümeyye kızı Ümmü Seleme (Hind), Osman Bin Mazun, Amir Bin Rebia ve karısı Ebi Hasme kızı (Leyla), Ebu Subre Bin Ebi Ruhm, Hatıb Bin Ebu Amr, Süheyl Bin Beyza, Abdullah ibni Mesud, Cafer Bin Ebi Talip ve karısı Esma Bint Ebi Umeysdir (Allah hepsinden razı olsun)
CEVAP: 107 Osman Bin Affan ve karısı, Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in kızı Rukıyye, Ebu Huzeyfe Bin Ugbe ve karısı Süheyl kızı Süheyle, Zübeyr Bin Avvam, Musab Bin Umeyr, Abdurrahman Bin Avf, Ebu Seleme Bin Abdul Esed ve karısı Ebu Ümeyye kızı Ümmü Seleme (Hind), Osman Bin Mazun, Amir Bin Rebia ve karısı Ebi Hasme kızı (Leyla), Ebu Subre Bin Ebi Ruhm, Hatıb Bin Ebu Amr, Süheyl Bin Beyza, Abdullah ibni Mesud, Cafer Bin Ebi Talip ve karısı Esma Bint Ebi Umeysdir (Allah hepsinden razı olsun)
SORU: 108 Müslümanların Mekke'den çıkışları, Habeşistan'a Hicretleri nasıldı?
CEVAP: 107 Müslümanlar Mekke'den küçük gruplar halinde olmak üzere gece karanlığından da faydalanarak çıkmışlardır. Şayet Kureyşliler onların hicret ettiğini bilselerdi onları engelleyebilirlerdi. Habeşistan'a ulaştıklarında hepsi bir yere yerleştiler ve orda yaşantılarını güvenli ve huzurlu bir şekilde sürdürdüler.
CEVAP: 107 Müslümanlar Mekke'den küçük gruplar halinde olmak üzere gece karanlığından da faydalanarak çıkmışlardır. Şayet Kureyşliler onların hicret ettiğini bilselerdi onları engelleyebilirlerdi. Habeşistan'a ulaştıklarında hepsi bir yere yerleştiler ve orda yaşantılarını güvenli ve huzurlu bir şekilde sürdürdüler.
SORU: 109 Kureyşliler Habeşistan'a hicret eden Müslümanların, Habeşistan'da kalmalarına engel olmak için girişimde bulundular mı? Kureyşliler, Habeşistan kralı, Necaşi'ye kimi gönderdiler?
CEVAP: 109 Nitekim Kureyşliler Müslümanların Habeşistan'a hicret etiklerini öğrendiklerinde onların orda kalmalarına engel olmak için birçok hediye ile birlikte Amr Bin As ile imara Bin Velid'i Habeşistan kralı olan Necaşiye gönderdiler.
CEVAP: 109 Nitekim Kureyşliler Müslümanların Habeşistan'a hicret etiklerini öğrendiklerinde onların orda kalmalarına engel olmak için birçok hediye ile birlikte Amr Bin As ile imara Bin Velid'i Habeşistan kralı olan Necaşiye gönderdiler.
SORU: 110 Kureyşliler'in hediyelerle göndermiş olduğu kimseler Necaşiye ne dediler? Necaşi onların dediklerini kabul etti mi?
CEVAP: 110 Kureyşliler'in hediyelerle göndermiş olduğu iki elçi Necaşi'nin yanına girince hemen ona secde ederek yanlarında bulunan hediyeleri takdim ederek şöyle dediler;"kavmimizden bir grup bu krallığa sığındılar, kendi dinlerini terk ettiler, sizin dininize de girmediler"... Bunun üzerine Necaşi bu kişilerin nerde olduğunu sordu? Elçiler "senin topraklarındadırlar, Ey yüce kral! Onları kavimlerine geri gönder" dediler.
CEVAP: 110 Kureyşliler'in hediyelerle göndermiş olduğu iki elçi Necaşi'nin yanına girince hemen ona secde ederek yanlarında bulunan hediyeleri takdim ederek şöyle dediler;"kavmimizden bir grup bu krallığa sığındılar, kendi dinlerini terk ettiler, sizin dininize de girmediler"... Bunun üzerine Necaşi bu kişilerin nerde olduğunu sordu? Elçiler "senin topraklarındadırlar, Ey yüce kral! Onları kavimlerine geri gönder" dediler.
SORU: 111 Necaşi'nin, önünde, Muhacirler adına kim konuşma yaptı ve ne dedi?
CEVAP: 111 Necaşi'nin Muhacirleri çağırmak için göndermiş olduğu elçi, Müslüman Muhacirlerin yanma geldiğinde Cafer bin Ebî Talip Müslümanlara dönerek kendisinin Muhacirler adına konuşmacı olacağını söyledi. Bütün Muhacirler bunu kabul etti. Cafer (r.a) Necaşi'nin yanına girdiğinde ona secde etmemişti. Kendisine niçin secde etmediği sorulduğunda; 'Öyle ki biz, elçisini bizlere göndererek namaz ve zekâtı aynı zamanda iyiliği emreden, kötülükten uzaklaştıran, Allah'tan başkasına secde etmeyiz "diye cevap verdi. Hemen buna itiraz eden (Amr) şöyle dedi; Ey Kral! "onlar Meryem oğlu İsa konusunda senden farklı düşünürler" deyince, Necaşi, Muhacirlere dönerek "Meryem oğlu İsa ve Annesi" hakkında ne biliyorsunuz diye sordu. Cafer (r.a) kendisine şöyle cevap verdi;" Biz onlar hakkında ancak Peygamberimiz (s.a.v)'in getirdiğini biliriz ve O'nun Ruhu ve bakire Meryem'e indirdiği kelimesi olduğuna inanırız"
CEVAP: 111 Necaşi'nin Muhacirleri çağırmak için göndermiş olduğu elçi, Müslüman Muhacirlerin yanma geldiğinde Cafer bin Ebî Talip Müslümanlara dönerek kendisinin Muhacirler adına konuşmacı olacağını söyledi. Bütün Muhacirler bunu kabul etti. Cafer (r.a) Necaşi'nin yanına girdiğinde ona secde etmemişti. Kendisine niçin secde etmediği sorulduğunda; 'Öyle ki biz, elçisini bizlere göndererek namaz ve zekâtı aynı zamanda iyiliği emreden, kötülükten uzaklaştıran, Allah'tan başkasına secde etmeyiz "diye cevap verdi. Hemen buna itiraz eden (Amr) şöyle dedi; Ey Kral! "onlar Meryem oğlu İsa konusunda senden farklı düşünürler" deyince, Necaşi, Muhacirlere dönerek "Meryem oğlu İsa ve Annesi" hakkında ne biliyorsunuz diye sordu. Cafer (r.a) kendisine şöyle cevap verdi;" Biz onlar hakkında ancak Peygamberimiz (s.a.v)'in getirdiğini biliriz ve O'nun Ruhu ve bakire Meryem'e indirdiği kelimesi olduğuna inanırız"
SORU: 112 Necaşi iki tarafı dinledikten sonra ne dedi?
CEVAP: 112 Necaşi, Cafer'in (r.a) konuşmasından sonra yerden bir parça tahta aldı ve "Ey Habeşliler! Ey keşişler ve ruhbanlar! "Meryem oğlu İsa, sizin söylediklerinizden sadece şu sopa kadar farklıdır"dedi. Daha sonra Cafer (r.a) ve arkadaşlarına dönerek: "Merhabalar, selametle geldiniz, aynı zamanda yanından (Muhammed s.a.v) geldiğinize de selâm olsun. İstediğiniz yere gidin; çünkü benim ülkemdeyken güvenliktesiniz.Ben şahadet ederim ki;" Şüphesiz O, Allah'ın elçisidir ve bizler aynı sizin anlattığınız şekilde onun vasıflarını bulmaktayız ve muhakkak o, İsa'nın (a.s) müjdelediği hak peygamberdir dedi. Böylece Müşriklerin göndermiş olduğu tüm hediyeleri Amr ve İmara'ya geri vererek Mekke'ye gönderdi.
CEVAP: 112 Necaşi, Cafer'in (r.a) konuşmasından sonra yerden bir parça tahta aldı ve "Ey Habeşliler! Ey keşişler ve ruhbanlar! "Meryem oğlu İsa, sizin söylediklerinizden sadece şu sopa kadar farklıdır"dedi. Daha sonra Cafer (r.a) ve arkadaşlarına dönerek: "Merhabalar, selametle geldiniz, aynı zamanda yanından (Muhammed s.a.v) geldiğinize de selâm olsun. İstediğiniz yere gidin; çünkü benim ülkemdeyken güvenliktesiniz.Ben şahadet ederim ki;" Şüphesiz O, Allah'ın elçisidir ve bizler aynı sizin anlattığınız şekilde onun vasıflarını bulmaktayız ve muhakkak o, İsa'nın (a.s) müjdelediği hak peygamberdir dedi. Böylece Müşriklerin göndermiş olduğu tüm hediyeleri Amr ve İmara'ya geri vererek Mekke'ye gönderdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder